Dünya adım adım 3.Dünya Savaşına mı gidiyor ?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2.Dünya Savaşı‘nın üzerinden daha 100 yıl dahi geçmeden dünya üzerinde tekrar bir karmaşa hakim olmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu’ndaki seçimlerde aşırı sağ partilerin kazanması sonucu, ilk kez 2.Dünya Savaşı sonrasından bu yana böyle bir şey gerçekleşmiş oldu. Dünya, yavaş yavaş 2.Dünya Savaşı öncesindeki havaya bürünmeye başladı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinde erken seçim istedi ve bu da gücünün azaldığının bir göstergesi. Aşırı sağın lideri olarak bilinen Le Pen, ülkedeki seçimlerden zafer ile çıkmıştı ve Fransa gibi özgürlükler ülkesinde ilk kez aşırı sağ birinci parti oldu. Avrupa, büyük bir karmaşaya doğru sürükleniyor ve bu da adım adım bir savaşa doğru gittiğimizin göstergesi. Almanya, 2.Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez silahlanmaya bütçede büyük bir pay ayırdı ve tüm ordusunu yenileme çalışmalarına başladı. Olası bir savaşta güçsüz kalmaktan korkan diğer devletler ise silahlanmaya daha fazla para ayırmaya başladılar. İtalya’da Meloni, ülkesinde aşırı sağın temsilcisi ve sert tutumu ile bilinen bir lider konumunda. Geçtiğimiz günlerde G-7 zirvesinde Meloni, dünya liderlerine ev sahipliğini gösterirken bir güç gösterisinde de bulundu. Bizim açımızdan bu zirvedeki en güzel olay ise Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan‘ın da zirveye İtalyan lider Meloni tarafından davet edilmesi oldu. Orada, Gazze’de yapılan soykırımı liderlerin yüzüne tek tek söyledi. Avrupa biliyor ki bölgede Türkiye olmadan bir güç olamazlar. NATO’nun en güçlü ikinci ordusunun o bölgedeki gücünü görmemezlikten gelemeyeceklerini biliyorlar.

Geçtiğimiz günlerde Rus lider Putin’in Kuzey Kore’ye yaptığı 24 sene sonraki ilk ziyarette de artık ittifakların oluşmaya başladığı döneme girdiğimizi net bir şekilde görmekteyiz. Asya Pasifik bölgesinde Rusya-Çin-İran-Kuzey Kore ittifakı sadece bölgesel değil tüm dünya çapında bir ittifak olduğunu gösteriyor. Avrupa bu ittifak karşısında ne denli güç gösterebilir bilmiyoruz ama ABD bu ittifaka karşı Pasifik’te bir Japonya-Güney Kore-Tayvan-Hindistan-Avustralya ittifakını destekleyecek gibi görünüyor. Putin’in Kuzey Kore ziyareti aslında en çok ABD’yi korkutmuşa benziyor. Olası bir savaşta ilk hedef Güney Kore olacaktır ve bu ABD için büyük bir kayıp demek. Aralarındaki mesafe konusundaki yakınlıkta Rusya’nın kurduğu bu ittifak için onların elini güçlendiriyor. Putin, Ukrayna’da yaşanan savaş konusunda bu savaşı kendisinin değil Biden’ın başlattığını her seferinde dile getiriyor. Rusya ise kendi çapında çevresinin NATO ülkeleri tarafından sarıldığı gerekçesiyle Ukrayna savaşında haklı olduğunu düşünüyor. Batı, olası bir savaşta Rusya’ya karşı silahlanıyor fakat ilk kurban burada Polonya olabileceğini de biliyorlar. Almanya ise kendisine sıra gelmemesi için Polonya topraklarına yapılacak bir saldırıyı kendine yapılmış gibi sayabilir. Ukrayna savaşının ne kadar süreceğini kestirmek zor fakat böyle devam ederse batının akıbeti de pek iyi olmayacak gibi duruyor. Rusya’da dün bir terör saldırısı oldu ve bunun batı tarafından organize edildiği konuşuluyor. Horasan bölgesinde ABD’nin yapılanmasını sağladığı bir örgüt.

Şu an Libya, Güney Sudan, Yemen ve Sudan’da bir iç savaş hakim ve özellikle bu bölgeyi karıştırmak istemelerinin sebebi de yer altı kaynaklarına erişimi kolaylaştırmak. Batı, Afrika kıtasını yüzyıllar boyunca sömürmüştü fakat artık ayağa kalkan Afrika halkları ise kendi kaynaklarını batının sömürmesini istemiyorlar.

Tayvan adası Çan Kay-Şek liderliğinden beri Çin’in baskısı altında bir yer. ABD, burayı Çin’e karşı bir uçak gemisi olarak kullanmak istiyor. Çin ise burayı kendisinin toprakları olarak görüyor. Burada olacak bir savaşta Çin’in 300 bin kişilik bir ordu ile Tayvan’ı işgal edeceği konuşuluyor. Tüm hazırlıklarını da Çin buna göre yapıyor. Geçtiğimiz aylarda bu bölgede bir tatbikat yapmışlardı ve burayı nasıl işgal edeceklerinin bir nevi provasını yapmışlardı. Burada çıkabilecek bir savaş senaryosu tüm dünyayı etkileyecektir.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaptığı soykırım nedeniyle artık dünya kamuoyu üzerinde büyük bir tepki ile karşılaştığını görmekteyiz. Binlerce masumun katliamını yapan İsrail, bu bölgede Hamas’ın karşısında aldığı sayısız yenilgiden sonra şimdi de kuzey bölgesinde Hizbullah ile mücadele edeceklerini söylediler. Kuzey bölgesinde Hizbullah ile çatışan İsrail ordusu, Gazze’deki birliklerin bir an önce buraya kaydırılmasını ve Hizbullah’a karşı daha büyük bir mücadele verilmesi gerektiğini söyledi. Hizbullah ise gerek havada gerek karada her şekilde İsrail’e karşı mücadele edeceklerini ve onlara yardım eden ülkeleri de vurabilecek bir kapasiteleri olduğunu söylediler. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, İsrail’e destek vereceğini açıklaması sonrası Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, GKRY bölgesini de vurabileceklerini söyledi. Bir taraftan Yemen Husileri, bir taraftan Hamas, bir taraftan ise Hizbullah’ın İsrail ile giriştiği çatışmalar, İsrail’i çok ciddi derecede yormuşa benziyor. Lübnan’ı koruyan Hizbullah ordusu burada çıkabilecek bir savaşta 2006 yılındaki savaştan çok daha güçlü olduğunu açık açık gösteriyor. Olası bir savaş senaryosunda bu kadim topraklarda yaşanacak bir savaş belki de büyük güçleri de etkileyebilir.

Türkiye’nin bu senaryolardaki tutumu bence tarafsız bir politikaya devam etmesi ile başarılı olur. Şu an iki kutuplu bir dünyaya tekrar girmiş bulunmaktayız ve bu iki kutuplu senaryoda iki güçte(ABD-Rusya) Türkiye’ye muhtaç durumdalar. Bir köprü niteliği gören konumu ve ordusu ile Türkiye vazgeçilmez bir partner.

Bakalım günler ne getirecek göreceğiz. Takipte kalın.

Aykut FİLİZ

Fotoğraf: TASAM

Takip Et
Bildir
guest
Kimse görmeyecek. Yorumunuza cevap yazıldığında bildirim almak için. (İsteğe Bağlı)

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Habere yorum yapabilirsiniz.x